Gökyüzüne aşık bir ev vardı, adı Satürn’dü. Geceleri ışıklarını kısar, misafirlerine sonsuz gök kubbenin altında hayal kurma fırsatı sunardı.
“Burada,” derdi Satürn, “zaman yavaşlar, göklerin ışıkları gibi parlak anılar birikir.” Onun çatısı altında uyuyan herkes, kendini evrenin bir parçası gibi hissederdi.